1 Mayıs 2012 Salı

Işık uykulu gözlere yavaş yavaş verilir - günümüz aydin olsun



ıkarus olmak..


Özgürlük ve öğrenme tutkusu, tarihler boyunca hep eşdeğer görülmüş… Yunan mitolojisinde buna dair sayısız hikaye vardır. En çarpıcı olanı ise İkarus’unkidir.
İkarus’un babası Daidalos bilge bir mimardır. Sürgüne gönderildiği Girit Adası’nda Kral Minos’un yanında çalışmaya başlar. Onun isteği üzerine insan başlı, boğa bedenli bir canavar olan Minotauras’ın bir daha çıkmamacasına içine kapatılacağı Labirent’i inşa eder. Ancak bir süre sonra kral Minos’un emri ile, Labirentin gizini Theseus ve Ariadne’ye öğrettiği gerekçesi ile oğlu İkarus’la birlikte kendisi Labirent’e hapsedilir.
Daha çok özgürleşmek!
Daidalos, yaratıcı aklıyla, buradan çıkmanın yollarını arar. Ve kendisi ve oğlu için kanatlar yapar. Bu kanatları bal mumuyla bedenlerine, omuz başlarına yapıştırır. Oğlu İkarus’a ne çok alçaktan, ne de yüksekten uçmamasını, özellikle de güneş ışınlarına yaklaşmamasını tembih eder.
Fakat İkarus takma kanatları ile bir kez havalandıktan sonra, aydınlığı, güneş ışınlarını ve bunların ardındaki hakikati biraz daha yakından görmek, öğrenmek ve daha çok özgürleşmek düşüne kapılır. Ancak, güneşe yaklaştıkça, takma kanatlarını bedenine yapıştıran bal mumları erimeye başlar. Ve sonunda İkarus, Ege Denizi’nde yitip gider…
Özgürlük bedel ister…
Ikarus, düşmeyi göze alarak güneşe ulaşmaya çalışan cesur bir karakterdir. Tek eksiği, henüz hazır olmadan güneşe ulaşma çabasıdır.Ikarus’a verilen öğüt, günlük hayatımızda hemen hemen hepimize verilen: “ne çok yüksekten, ne çok alçaktan uçmamak” uçlarda olmamak, topluma ayak uydurmaktır.Ikarus olmak, özgür olmak ve ne olursa olsun hayallerinin peşinden gitmektir. Ama kontrolsüz öğrenme ve özgürlük tutkusu onun düşüşüne neden olur. Suyun içinde yavaş yavaş kaybolan kanatları bize, hiçbir şeyin tutsağı olmamayı hatırlatır. Özgürlüğün bile. Çünkü :



“Işık uykulu gözlere yavaş yavaş verilir.”


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder